Sophie’nin, 2014/ Eylül sonu – Kasım başı sürecindeki Yunus terapisi hepimiz için çok zevkliydi. Terapi başarılıydı. Sophie’nin vücudu artık o kadar gergin değil. Yürüme şekli gelişti, daha iyi konsantre olabiliyor ve ayrıca ince motor becerileri, örneğin boyama yaparken, oldukça gelişti.
Yunus Terapisi görmemizin üstünden biraz zaman geçti. Çok güzel, ilginç ve başarılı; aynı zamanda da yorucu bir deneyimdi. Memnuniyetle tekrar tekrar geleceğiz.
O dönem ana hedefimiz konuşma ve konsantrasyondu. Barbara yoğun olarak Sandra ile konuşma çalışmaları yapıyordu ve Sandra’nın daima kendisini sözlü olarak ifade etmesi gerekiyordu. Sonuç olarak şimdi kızımız çok daha fazla sözel iletişim kurmaya çalışıyor. Read the rest of this entry »
Yunus Terapisinde harika zaman geçirdik. Carina için çok iyi oldu. Almanya’ya döndükten birkaç gün sonra Carina geceleri çok daha iyi uyuyor ve bu durum hala devam ediyor. Bu yüzden 2012 de de bir yunus terapisi düşünüyoruz ama bunun için tam uygun havayı bilmiyoruz. Belki bizi gelecek yıl tekrar orada göreceksiniz.
Bu e-posta ile sizinle ve Carina ile çektiğimiz fotoğrafları gönderdik.
Umarız iyisinizdir ve gelecek yıl Türkiye’de görüşürüz.
Veeee, ne yazık ki terapinin akışı ve başarıları hakkında yazmaya hiç zamanım yok. Bunun için beni bağışlayınız, önce yapılacak başka işler var…
Terapi ÖNCESİ durum:
Epilepsiden mustarip bir kızımız var, terapi öncesi evde çeşitli tedaviler uygulandı ama küçük başarılar elde ettik. Yürüyemiyor, sürünüyor ya da kendi kendine oturuyor. Ellerini sallıyor, kavrayacağı bir şeye dokunana kadar ellerini çok uzun süre sallıyor. Bakışı sabitlenemiyor. Yemek yeme davranışları çok kötü. Vücut duruşu ile ilgili sorunları var ve tekerlekli sandalyede oturuyor.
Dominik’in terapisi büyük değişikleri peşinde getiren harika bir zamandı bizim için. Dominik kendisine özen gösteren terapistleri ile ve doğal olarak bizimle de çok iyi geçindi. Bize çok ustaca tavsiye ve önerilerde bulunuldu ve çok içten bir Kabul gördük. Kendimizi evimizde gibi hissettik. Dominik sol elini öncekinden çok daha iyi hareket ettirebiliyor. Dahası destekle ayağa kalkabiliyor. Adele sistemi çok daha gevşemiş ve rahatlamış durumda. Dominik pek çok şeyi tekrar sol elinden sağ eline geri geçirebiliyor. Gövde rotasyonu da iyi gelişme gösterdi. Destekle ayakta durabiliyor ve çalıştırıcısı içinde yürüyebiliyor. Terapistlerin çalışması, personel ve Dominik bu değişiklikleri başlattı.
Biz, ailece, özellikle de Dominik tekrar Bayan Weis’e bize bu fırsatı tanıdığı için kocaman bir teşekkür yolluyoruz.
Yunus terapisi ile ilgili sorularınız varsa bu aile ile bağlantı kurabilirsiniz[@encode@ email=”” display=””]
Kızım Nele Marmaris’te 17.09/01.10.2011 tarihlerinde Yunus Terapisine katıldı. Diğer şeylerin içinde hayvan destekli bu biçimdeki terapi, yunusların iletişim için kullandıkları ultra dalgalar vasıtasıyla çalışır. Bu ultra dalgalar çocuğun beynini Alfa dalgaları konumuna getirir; bu beynin rahatladığı ve aynı zamanda da beynin öğrenme yeteneğinin en güçlü olduğu durumdur. Normalde beyin bu duruma yalnızca günlük deneyimleri işlendiği uyku anında gelir. Yunus terapisi sırasında ve terapi sonrası 3-6 ay ay kadar bu tekrar kazanılabilir bir durum olarak sürer, böylece çocuğun yükseltilmiş ve güçlendirilmiş öğrenme yeteneği de aynı süre içinde devam eder. Testler bu durumda öğrenme yeteneğinin normalden 10-15 kat daha fazla arttığını göstermiştir.
Böylece, şimdi 23.09.2011 den beri Marmaris, Türkiye’deki Onmega Yunus Terapi Merkezindeki üçüncü Yunus Terapimizin Raporu zamanı!
2008 ve 2009 da Yunus Terapi Merkezinde yaşadığımız çok, çok iyi deneyimlerden sonra tekrar döneceğimizden emindik. Aralık ayında rezervasyonlarımız yapıldı ve sabırsızlıkla beklemeye başladık….
09.09.2011 de uzun bekleyişten sonra artık zamanı gelmişti, uçağımız bizi güneye, yunuslara uçurdu !!
Leon bu kez yanında terapi bisikletini de getirdiğinden Terapi Merkezi aracılığıyla çok iyi işleyen özel bir transfer rezervasyonu yaptırmıştık. Kısa bir bekleyişten sonra Dalaman havaalanından doğruca Marmaris’teki Club Turban Otel’e gittik. Bu otelden geçen sefer çok memnun olduğumuzdan yine orada kalmaya karar verdik. Oradaki her şey çocuklara ve engellilere uygun ve personeli gerçekten nazik.
Hava I yağmurlu öğleden sonra dışında süperdi, güneş parlıyordu ve ısı 40 derece idi, Temmuz kadar sıcak değildi. Evimizdeki kötü bir yazdan sonra bize çok iyi geldi. Plajda geçirdiğimiz 2 rahatlatıcı günden sonra Pazartesi günü Leon’un terapi programına başladık. Bir gün önce Barbara ile platformda görüşmüştük. … Leon Barbara’yı hemen tanıdı, hepimiz çok mutluyduk ve atmosfer önceki yıllardaki gibi sıcak ve dostçaydı. Sanki hiç ayrılmamış gibiydik.
Yunus Terapi merkezi öncekinden daha büyüktü. Şimdi denizde üçüncü bir platform vardı, böylece 5 yunus için daha fazla yer vardı ve terapi seansları yunusları görmeye gelen turistler tarafından rahatsız edilmiyordu. Elbette tanıdığımız tüm yunuslar da hala oradaydılar: Frosia, Daisy, Splash, Flip ve yeni bir tane Jonas.
Barbara bizi Leon’dan sorumlu olacak terapistler ve eğitmenlerle tanıştırdı: Sema Kranyo-Sakral terapiyi üstleniyor, Julia ve Beata Fizyoterapiden sorumluydular, ve ata binme yine Dörtnal Çiftliğinde Salih ve Feliz ile birlikte, Lisa bizden sorumlu stajyerdi ve Barbara Daisy ve Flip ile birlikte Yunus terapisini uygulayacaktı, yunus eğitmenleri de Tashii ve Cynthia idiler.
Barbara ile birlikte gelişmeler analiz edildi ve terapinin amaçları belirlendi. Leon 2009’daki en son kalışımızdan bu yana daha gelişme kaydetmişti; en önemli amaçlarımız şunlar olarak saptandı: dengesinin iyileştirilmesi, adalelerin özellikle de kalça ve çevresi kas yapısının güçlendirilmesi, dik duruşun iyileştirilmesi ve ayakta durmadaki istikrar, huzursuz davranışların sakinleştirilmesi, konsantrasyonun cesaretlendirilmesi, koordinasyon ve iletişimin iyileştirilmesi ve kuralların konması ve Kabul edilmesi. Leon terapistler, eğitmenler ve doğal olarak yunuslarla evdeydi. Her gün dört gözle terapi bisikletine binerek Otelden Terapi Merkezine gitmeyi heyecanla bekliyordu. Read the rest of this entry »
DramatikKarşılaşma: Dilşah Su bir terapist ile bir yunusla çalışmada. Marmaris’teki hayvanlar bir serbest su Yunus parkında yaşıyorlar. Annesi bir başka terapi programı için mücadele ediyor.
Dilşah Su gelişigüzel sesler çıkarıyor.Geçen yıl kara gözlü kız bir şey söylemek istediğinde bu şekilde iletişim kurmayı başarıyordu. Bundan daha uzun bir zamandır yürüyebiliyordu. 2007 yılında ilk kez yerden ayağa kalkabildi ve daha sonra yavaşça ama giderek artan biçimde takip eden yıllar içinde yürümeyi öğrendi. Bu dokuz yaşındaki kız ve ailesi için büyük bir başarıydı.
DilşahSudünyaya Diyaframatik Herni(fıtık) sorunu ile geldi. Hamileliğin altıncı ayında doktorlar küçük kızın diyaframının kapanmadığını teşhis ettiler. Mide bölgesindeki organlar yerinde değillerdi ve ciğerlere baskı yapıyordu. . ‘Bu gerçekten kötü bir haberdi” dedi Dilşah Su’nun annesi, Bahar Coşkun. Ama ilerisi için yapılan kötü tahminlere karşın o beklemeye ve ileriye bakmaya karar Verdi. “Doktorların ne dediğinin benim için bir önemi yok. İçimdeki bebeğin bana seslendiğini fark ettim. Doğduğunda ona tüm sevgimi kızıma vermeye ve onu desteklemeye karar verdim.’ Dilşah Su arzu edilen bir çocuktu.
34üncü haftada bebek doğdu ve ameliyat olması gerekti. Doktorlar diyaframı kapattılar. Doktorlar bir de Balkanagenesis teşhisi koydular. Bu beynin iki yarım küresi arasındaki bağlantının tam olarak gelişmemesiydi. Bebek altı ay hastanede kalmalıydı. Dilşah Su nefes alma cihazına bağlandı ve tüple beslenmesi gerekliydi. Bahar Coşkun “Doktorlar bana kızımın yatalak olacağını ve onun gelişeceğini beklememi söylediler” dedi. Tüm enerjisi ve eksiksiz sevgisiyle bu tahminleri çürütebildiği için mutluydu.
Çocuğunun doğumundan altı ay sonra, Bahar Coşkun çocuğunu eve götürmesi gerektiğinde ısrar etti. Ve çok yavaşça küçük Dilşah gelişti. Bahar Coşkun “onunla en küçük bir ilerleme bile sanki piyangoyu kazanmak gibiydi” dedi. Birkaç hafta önce daha fazla bir durum ortaya çıktı. Yemek sırasında kız çatalı kendi eline aldı çünkü beslememiz çok yavaştı. “Hepimiz ağladık” dedi anne.
Bir yunus terapisi gelişmelere yardım etmişti. “belli bir noktada bunu işitmiştim. Dilşah Su’nun halası Theres Ilskens’ in yardımıyla Türkiye’de tedavi için gereken parayı toplamayı başardık. İkinci günde kız yunuslara büyük bir dikkat gösterdi. Onuncu günde otel odasında ayağa kalktı. Buna inanamadık!”.